türk gençliği

mustafa kemal atatürk'ün şöyle nasihat ettiği gençliktir. "türk genci, devrimlerin ve rejimin sahibi ve bekçisidir. bunların lüzumuna, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır; rejimi ve devrimleri benimsemiştir. bunları zayıf düşürecek en küçük veya en büyük bir kıpırtı ve bir hareket duydu mu, bu memleketin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adliyesi vardır demeyecektir. hemen müdahale edecektir. elle, taşla, sopayla ve silahla, nesi varsa onunla kendi eserini koruyacaktır. polis gelecektir; asıl suçluları bırakıp suçlu diye onu yakalayacaktır. genç, 'polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir' diye düşünecek, fakat asla yalvarmayacaktır. mahkeme onu mahkum edecektir. yine düşünecek: 'demek adliyeyi de islah etmek, rejime göre düzenlemek lazım!' onu hapse atacaklar. kanun yolundan itirazlarını yapmakla beraber; bana, ismet paşa'ya, türkiye büyük millet meclisi'ne telgraflar yağdırıp haksız ve suçsuz olduğu için tahliyesine çalışılmasını kayrılmasını istemeyecek. diyecek ki, 'ben, inan ve kanaatimin icabını yaptım. müdahale ve hareketimde haklıyım. eğer buraya haksız gelmişsem, bu haksızlığı meydana getiren sebep ve amilleri düzeltmek de benim vazifemdir!' işte benim anladığım türk genci ve türk gençliği budur!"

ezici çoğunluğu boku yemiş vaziyette. biz en azından (80-90 nesli) iyi-kötü bir şeyler yaşadık. harbi yaşadık ama. bunlar öyle ot geldi, saman gidecekler. bu duruma üzülüyor muyum? en temelde hayır. çünkü sizin bir duruşunuz yok. hayata ve kendinize dair. lan ne uzatıyorum, dümdüz söyleyeyim; ezici çoğunluğunuz bildiğin mal. süzme geri zekalı. ne bir sosyal, ne bir cinsel ne de doğru düzgün iş hayatınız var. ölmüşsünüz, gömeminiz yok. işin kötü tarafı, tüm bu aksaklıkları düzeltmek için hiçbir şey yapmıyorsunuz. at bokunda vızıldayan sinek gibi aynı şeyleri yinelemekten başka. *** suçu başkalarının üzerine atmayı bırakıp kendinizle yüzleşin. ve arzuladığınız değişimin direkt kendisi olun. yoksa, o değişim asla gerçekleşmeyecek.

yeni neslin akıllı ve zeki kısmını göremediğinizi biliyorum. tiktokta gördüğünüz nesilden ibaret değildir bu türk gençliği.

boku yemiş vaziyette olduğumuz doğru. zevkine matematik olimpiyatı sorusu çözen bir istatistik öğrencisi olarak 2 haftadır tezgahtarlık yapıp zabitalardan kaçıyorum. 400 lira borcum var diye bakkaldan ekmek almaya gidemiyor, kahvaltı ve akşam yemeğini ortada bi saatte birleştirip tek öğün yapıyorum tasarruf için. evet siki tuttuk. duruşumuz ve fikrimiz olduğunda da copu tutmuştuk. adam olmasak bize sadaka niyetine verdikleri somunu tutardık ama o da olmadı. halimiz bu yani. "manitam benden uzun olsuunn" diye zorlayıp telefon kabına 2 günlük yemek parası veren sosyal medya embesillerine ben de kırgınım o ayrı tabii.

Kalkıp "bizim paramız yok bize kendinizi geliştirmiyorsunuz diye suçluyorsunuz" diyorsunuz. Arkadaşlar bizim de paramız yoktu. İmkanlarımız yoktu. Düzen belki bir tık bundan daha iyidi ama yine aynı sorunlar vardı. Yine ankarada dayısı olan bizden 100 adım öndeydi. Şu an aramızdaki tek fark "Ankara'daki dayının akpli olması şartı." Benim de cebimde bir kuruş param yoktu ama okuldan arta kalan bütün zamanımı kütüphanelerde kitap karıştırarak geçirirdim. İlk sinema deneyimimi üniversite 1. Sınıfta gerçekleştirdim. İlk tiyatroya Üniversite 1. Sınıfta gittim. İlk defa kendime ait bir kitabı üniversite 1. Sınıfta alabildim. Yani bizim de cebimizde 5 kuruş paramız yoktu. Ama kendimiz için hep bir şeyler yaptık. Benim yeğenim 15 yaşında karne ortalaması 45 ile eve geliyor babasına burger kinge gidelim diye ağlıyor, bütün yaz tatillerini evde bilgisayar başında, elinde telefonla pupg oynayarak geçiriyor. Ben onun yaşındayken okul kıyafetimi alabilelim diye yaz tatilinde manisada 40 derece sıcağın altında kız çocuğu olmama rağmen domates kasası taşıyordum. Sizde eksik olan mücadele ruhunuz yok. Bırakın başkasını, Kendiniz için bir şeyler yapmaktan acizsiniz.

Öncelikle genellemelerin yanlışlığından bahsetmek bile istemiyorum. 80-90 nesli şu an 40-30 yaşlarındalar yani bu neslin içinde 15 yaşında hatta belki daha büyük çocuğu olanlar var bu da demek oluyor ki aslında kendi çocuklarından ve çocuklarının jenerasyonlarından şikayetçiler. E çocuğu da malum anne-baba yetiştireceği veya yetiştiremeyeceği için asıl şikayet ettikleri kendileri. Ben 19 yaşındayım bahsettiğiniz tarlalarda da senelerce çalıştım - şehirde yaşıyor olmama rağmen-, sırf çalışmak için henüz liseye bile başlamadığım yaşta şehir dışına da çıktım, babam kaza geçirdi küçücük çocukken annemle onun işini de yaptım. Dünya eski dünya değil artık cebinde paran yoksa sokağa adım dahi atamıyorsun. Cebimizde yatırımlık tek kuruş olmamasına rağmen ve sizin jenerasyonununuz ipleri elde tutuyorken bizler hala var olmanın, dünyayı güzelleştirmenin derdini çekiyoruz. Bunlardan önce de büyüklerimize düşündükleri kadar aptal olmadığımızı kanıtlamaya çalışıyoruz. Siyasilerin bizi dinlemediğinden şikayet ederken kendi abi veya ablalarımızın dahi bize kulak tıkadıklarını ve bize yol göstermek yerine yalnızca eleştirdiklerini görmek bana Türk gençliğinin yalnız yürüdüğünü bir kez daha hatırlatıyor. Edit :imla

ülkeyi soktukları çukurdan sizin çıkarmanızı bekleyenlerin garip eleştirilerine maruz kalan türk gençliği, sizin de sıranız gelecek :) kendilerine o kadar kızgınlar ki, gençliğe hınç besliyorlar. bu arada hatırlatmakta fayda var; bazı ithamlarda bulunduğunuz yeni nesil de eski nesilin sapık, ırkçı, dinci, mezhepçi falan olduğunu düşünüyor. o nedenle bırakın bu kuşak çatışmasını da her nesil bildiğini yaşasın.

Bu ne amk herkes destan yazmış yapacam sikeceğiniz işi ya

Z ve alfa kuşağı tüm kuşaklardan daha zeki ve daha başarılı olacak. Onlar sizden farklı bir dünyaya gözlerini açtılar onlara laf atmak yerine biraz anlamaya çalışsak. Ben çok umutluyum özellikle Alfa kuşağı çağı değiştirecek

Rahmetlik dedemin bir sözü vardı: "onmayacak arı gider eşşek zikine konar." derdi. Şimdi ki gençlerin büyük çoğunluğu O eşşek zikine konan arı. Bir amaç yok, hedef yok. 24 Saat telefon elinde. Suçu hep başkasına atmada üstüne yok. Umarım biz dışarıdan gördüklerimizle yanılıyoruzdur. Bunda 5-10 sene sonra yüzümüzü kara çıkarırlar. Bizde onlara "helal olsun,biz sizden bir bok olmaz demiştik ama bizim burnumuzu sürttünüz." deriz.

x ve milenyal kuşağın eleştiri yağmuruna tuttuğu ama bu düzeni inşa edenlerin kendileri olduğu gerçeğini unutup şikayet ettiği gençliktir. kimse kusura bakmasın da sizin bizden şikayet etmeye hakkınız yok. bizden umutlanmayın da. yıllarca etliye sütlüye karışmadan yaşayıp, tepki gösterenlere de destek olmadığınız için bu haldeyiz biz. 18 yaşında bir genç olarak dünyadaki diğer yaşıtlarımın yaptığı basit rutinler bile lüks geliyor bana. ihtiyaçlarımı karşılamak, kendimi geliştirmek için maddi kaynağım olsun diye 12 saat boyunca ırgat gibi çalışmak zorunda kalıyorum. aynen abi biz boku yemişiz zaten. türk parasının pul kadar değeri kalmadı. siyasal islamcılar ülkede liyakat, adalet ve daha bilumum kavramları ayaklar altına aldı. üçüncü dünya ülkesi gibi bombok yolsuzluk, aşırı sömürü, yağma odaklı nizami olmayan bir kabile devleti standartlarında yaşatıyorlar ülkeyi. türkiye failed state olmadan önceki son kabile devleti aşamasında salınıyor. mezarlar üzerinde kutlanan bir saltanat var artık. şimdi tüm bunlar yaşanırken gözünü kapatanlar gelip gençlik tırt demesin canınızı sıkarım.

bis biliyos. hobits için güvenli yolu biliyos bis. kapa çeneni gollum gollum

Artık bişeyleri dert edinsek mi ne...

Onlyfans, canlı bahis ve uyuşturucu batağına saplanmış durumda. Ülkenin geleceği hiçbir şekilde ışık vermiyor artık, ekonomik krizin sonuçlarını henüz tam anlamıyla gördüğümüzü düşünmüyorum. Artık tünelin ucunda ışık değil koskoca bir karanlık var. Gençliğini korumayı başaramayan bir milletiz artık. Şeçimden sonra fuhuş, uyuşturucu, gasp, hırsızlık vb. Olayların çok hızlı bir şekilde artış göstereceğini ve devletin bunun önüne geçemeyeceğini düşünüyorum. Bu karanlığın sonunda aydınlık var mı bilmiyorum ama bu karanlık birçok gencin hayatına çökeceği kesin.